İçeriğe Atla Menüye Atla
logo
Cambalkon & Katlanır cambalkon - Albert Genau

Krize Panzehir; Albert Genau Üretici Bayiliği 1 Nisan 2010

Windowmarket - Nisan 2010

Krize Panzehir; Albert Genau Üretici Bayiliği

Albert Genau Yönetim Kurulu Başkanı Adil IŞILDAK'la yeni ürünleri üzerine konuştuk. İstan­bul Pecere 2009 Fua-n'ndaki stantlarında soruları­mızı yanıtlayan Adil IŞILDAK, şu açıklamalarda bulundu:

İstanbul Pencere 2009 Fua-rı'yla ilgili düşünceleriniz ne­lerdir? Verimli bir fuar geçir­diniz mi?

Bizim bu fuardaki beşinci yılı­mız. Daha önce de epey ilgi vardı ama son dönemde bazı sektörlerin inişe geçmesiyle birlikte yenilik arayışı içersinde olan pek çok bayiyle görüşüyo­ruz. İnsanlar bunu açıklıkla dile getiriyorlar. Bizim bulunduğu­muz sistemlerle ilgili çok deği­şik firma grupları oluşmuştu. Bunların içersinde çok amatör­ce bu işe başlayanlar vardı. Çe­şitli hataları, problemleri yaşa­yanlar kendi içersinde trans­ferler gerçekleştirmeye başla­dı.  Genelde   pencere  için bir doygunluk olduğu herkes tara­fından biliniyor. Bir sahada 22 kişinin futbol oynaması gere­kirken 222 kişi futbol oynarsa ortaya böyle bir tablo çıkar. Tabii bunun Türkiye için bir ya­rarı var; Türkiye pencerenin önemli merkezlerinden biri ha­line gelmiştir. Bunun bizim fir­mamıza da bir yardımı var. Dünyanın değişik bölgelerinde pencere bayiliği yapan insanla­rın standımızı ziyaret ettikleri­ni görmeye başladık. Onlar da pencerenin yanında yenilik arayışı içindeler. Dolayısıyla bu fuar bizim için verimli, onun içindir ki beş yıldan bu yana bu fuarda yerimizi alıyoruz.

Ziyaretçi kitlesi hakkında ne­ler söyleyebilirsiniz?

Burası bir ihtisas fuarı olduğu için, nihai tüketicileri yalnızca pazar günü görüyoruz. Genel­de buraya bayi olmak isteyen, bu sistemi öğrenmek isteyen, bu sistemde gelecek olup ol­madığını düşünen insanlar geliyor. Bu yıl da geçen yıllara gö­re biraz daha az olmakla birlik­te, bu işle gerçekten ilgilenen insanlarla karşılaşma fırsatı bulduk. Mesela standımızda bir Lübnanlı ziyaretçimizle üç saat görüşebiliyoruz. Bu işi yapan fakat bazı sorunlarla karşıla­şan bu ziyaretçimize bizdeki çözümlerden bahsettik, karşı­lıklı fikir alışverişi gerçekleştir­dik. Artık insanlar daha bilinçli daha ilgili geliyorlar. Bizim ürünlerimize ilginin arttığını söyleyebiliriz.

Önümüzdeki dönemde ne gibi çalışmalar yapacaksınız? Eko­nomik durgunluğu aşmak için çizdiğiniz rota nedir?

Partner sektörümüzü değer­lendirdiğimizde, küçülmenin in­sanların hoşuna gitmediğini görüyoruz. Küçülseler de, küçülebilecekleri belli bir nokta var. Belki birkaç elemanı işten çıkarabilirler ama kira, elektrik, depo, muhasebe, vergi gibi di­ğer sabit giderleri devam ede çektir. Bu daralmanın psikolo­jik bir boyutu var. Onun içindir ki minimum daralmayla, farklı iş kollarıyla çalışanlarımızı na­sıl değerlendirebiliriz, nasıl yeni iş kolları yaratabiliriz, bunları düşünüyoruz. Fuar ön­cesinde bizim yapmış olduğu­muz çalışmalar da buna yöne­liktir. Biz, kriz dönemi de olsa, büyümeyi arzu eden bir firma­yız. Şu anda, 33 ilde 65 adet üretici bayimiz var. Yılsonundaki hedefimiz, Türkiye içinde 100 üretici bayiliktir. Büyüme­ye devam edeceğiz. Belki ba­yilerimizin ciroları bir miktar düşecektir ama biz ciro bazında da büyümeyi he defleyen bir firmayız. Bizim bu aşamada yakaladığımız spe­sifik bir yapı var. Sigara yasağının geliyor olması, bi­zim ana ürünleri mizden biri olan yapı profillerine olan talebi artırdı. İmalatına başladı­ğımız sigara odaları, henüz yasalaşmamış bir yapının öncüsüdür. Çünkü, üçte biri siga­ra içen bir toplumu yok saya­mazsınız. Dolayısıyla daha önü açılmamış bir sektörün de öncülüğünü yapıyoruz. Bizim bütün çalışmalarımız, bayilerimize kazanç sağlayabilecek, piyasada güncel ve bayilerimi­zin büyüme hedeflerine uygun ürünlerdir. Bundan dolayı 100 üretici bayi hedefimiz hiç de gerçekdışı değil. Zaten bu he­defi sene başında oluşturma­dık, bu krizden sonra çıkardı­ğımız bir hedeftir. Organizas­yon planımız içersinde de bu yapıyı engelleyecek hiçbir problem yok. Lojistik yapısın­dan, bayi desteğine kadar, bil­gisayar programına ve kam panyalara kadar her şey plan­lanmıştır.

Bahsettiğiniz yeni ürünleri­nizle ilgili bilgi verir misiniz?

Bizim, sigara yasağına panze­hir olan iki ürünümüz var. Bunlardan bir tanesi sigara odasıdır. Yasa, kapalı yerde si­gara içemeyeceğinizi söylü­yor. Bunun en kritik yeri ceza­evidir. Siz, cezaevindeki in­sanlara sigara içmeyi yasaklayamazsınız. Havaalanlarında insanlar saatlerce sigara içe­miyor ve bu aslında travmatik bir bunalıma doğru gidiyor. Ke­za, bir fabrikada çalışan insanla­rın sigara içmelerini nasıl engel­leyeceksiniz? Otogarlar, ofis­ler... Kanuna göre, ofislerin bal­konlarında dahi sigara içmek ya­saktır. Bu yasanın özünün, içme­yeni korumak olması gerektiği çok açık. İçenler, zaten kendile­rine zarar veriyorlar ve verebi­lirler. Biz de diyoruz ki bu bir si­gara odasıdır. Burada altı, on iki ve yirmi dört kişilik modüler bir yapı vardır. Burada içeri giren insanların üfledikleri duman, do­kuz kademeli bir filtrasyondan geçirerek ortama geri dönüyor. Dolayısıyla çevreye de zararları olmuyor. Sigara dışarıda içildi­ğinde dahi, nasıl egzoz emisyon oranları varsa, sigara dumanıyla da dumansız hava sahasına yine zarar veriyorsunuz. Bizim mo­düllerimizde, hava sürekli filtrelendiği için bu durum gerçekleş­miyor. Çok gelişmiş hava filtrasyon sistemleri var. Bu sistemle­rin iddiası, havayı %99.97 ora­nında temizledikleri yönündedir. Bu gelişmişlik içersinde, bu ka­binlerde hava sirküle edilebilir. Toplumda herhangi bir kutup­laşmaya yol açmadan, herhangi bir iş kaybına yol açmadan, psi­kolojik gerilimlere neden olma­dan, yetişkinlerinin üçte birinin sigara içtiği bir toplum yapısı da kendi içinde barışabilir.

Dünyada bu durum yal­nızca Türkiye için  ge­çerli değildir. Özellikle Avrupa ülkelerinde bu sıkıntı var. Onlarda şu an bu yasanın asıl for­munu saptayabilmiş değiller. Bizim buradaki amacımız, sigara odalarını modüller halinde paketleyip ihracatını da gerçekleştirmektir.

Konunun bir diğer tarafı da, ya­sanın belirlediği kapalı alan ve açık alan tanımıdır. Üzeri bran­da dahi olsa, kapalı olan her­hangi bir yer kapalı alan sınıfına giriyor. Açık alan sınıfına gir­mesi için gereken, yan duvarla­rın %50'dan fazlasının açık ol­masıdır. Bizim mekan kapatma sistemi de gereğinde bunu sağ­lıyor. Aslında yasaya göre bu da normal değil ama birçok fir­ma buradaki yan panelleri çıka­rarak kendilerine göre bir çö­züm oluşturuyorlar. Aynı za­manda bunun kendilerine bir ekonomik katkısı da şudur; iş­yerlerindeki alanı da artırmış oluyorlar, masa sayılarını artır­mış oluyorlar.

Bu yapıları kurmak yasal mıdır?

Bu, şimdilik belirli bir konu değil. Benzer bir durumu galericiler ya­şadı. Sergiledikleri arabaların ta­mamını mekanların içine sıkıştıramıyorlardı ve mekanlarının önündeki alanda araba teşhir ediyorlardı. Belediye, belli bir iş-galiye bedeli ödeme karşılığında buna izin verdi. Bizim ürünleri­mizde de muhtemelen, böyle bir çözüm oluşacaktır. Çünkü bizim ürünlerimiz de portatif yapılar­dır, istendiğinde sökülüp kaldırı­labilir. Burada ana konu şudur; çözümsüzlük yaratmak çözümü oluşturmuyor. Her zaman bu çö­züm ya kendi içinden bulunuyor ya da yasal boyutlarını düzenle­yerek oluşturuluyor. Yasanın bir şekilde yapıya ve topluma uyum­laştırılması gerekiyor. Yasa şu anki haliyle biraz sert görünüyor.

Diğer yenilikleriniz nelerdir?

Isıcamlı bir ürünümüz vardı, onu revize ettik. Bayilerimiz tarafın­dan çok istenen bir üründü. Isı­camlı ürün de, Avusturya Patent Ofisi tarafından tarafımıza pa-tentlenmiştir. Bizim amacımız, camların arasında herhangi bir çı­ta ya da malzeme görünmeden olabildiğince panoramik bir gö­rüntüyü elde etmektir. Bu da fuar yeniliklerimizden bir tanesidir. Aynı zamanda bir perde duvarı­mız var, 3,5 metreye kadar yükselebiliyor. Daha önce kullanmış olduğumuz serilerimiz devam ediyor. Albert Genau bir sistem firmasıdır ve her yıl katıldığı fuar­da mutlaka en az iki yenilikle gel­miştir. Bu yıl bu çalışmaları ta­mamladık. Bu yılki öncelikli ama­cımız, yeni ürünlerimizi bayileri-mize tanıtıp onların eğitimlerini verip sektöre adapte olmalarını sağlamaktır. "Sigara yasağı" revizyonu  ile ilgili  Türkiye'deki yapının çok kısa sürede hallolacağını düşünüyorum ama pek çok Avrupa ülkesi ne yapa­caklarını bilemez halde. Onlar bi­zim kadar esnek davranabilen bir yapıya sahip değiller. Yasayı koy­muşlar ama ne olacağı belli değil. Bu yasayı en fazla savsaklayan ülkenin Almanya olduğunu da sa­nırım kimse tahmin edemez. Bu­nun sebebi de Hitler döneminde de böyle bir uygulama yapılmış, sonra kaldırılmış olmasıdır. Yeni uygulamanın Hitler dönemini çagrıştırmasıyla ilgili derin endi­şelere sahipler. Dolayısıyla Avru­pa ülkelerindeki intibak biraz ya­vaş olabilir ama bizdeki yasalar çok hızlı hareket ediyor. Toplum­sal konsensüs sağlanmak zorun­da. Yoksa insanları kutuplaştıra-rak, içenler-içmeyenler gibi bir kutup yaratmanın çözüm olmadı­ğını düşünüyoruz.

Son olarak neler söylemek ister­siniz?

Beş yıl önce tek olduğumuz fuar­da, şimdi bizim etrafımızda top­lanmış pek çok firma oluşmaya başladı. Balkon camlamanın mar­kaları olmak, sektörün içersinde o bayrağın altında kendini hisse­debilmek ve geliştirebilmek adı­na çalışan tüm arkadaşlarımı kutluyorum. Rakiplerimizi kutlu­yoruz çünkü onlar da bir marka telaşı, kalite telaşı içersine gir­miş durumdalar. Belki biz bunun öncülüğünü yaptık ama arkadaş­larımızın da bizim yanımıza bu şekilde gelmeleri sevindirici. Tür­kiye'de belki 8-10 tane değerli markanın olması demek, önemli bir yapıyı ortaya koyması de­mektir. Gelen yabancı misafirlere ben şunu söylüyorum, dünyadaki hemen hemen bütün sistemleri bilir durumdayım. Çalışma meka­niğini dışarıda bırakırsak, şu anda Türkiye'deki en düşük seri bile Avrupa'daki pek çok serinin koz­metik görünüm olarak üzerinde­dir. Dolayısıyla çok hızlı, çok re­kabetçi bir ülkede yaşıyoruz. Markalaşma yolunda gayret gös­teren firmaların da yolları açık ol­sun. Kaliteli ürünler rekabeti ge­tiriyor, yenilikleri gördüğünüz zaman bir dinamizm kazanıyor­sunuz. Bu, hepimiz açısından fay­dalıdır. Yoksa çok büyük firmala­rın bile büyüklüklerini korumaları çok zordur. Çok büyük Avrupa firmaları bile ciddi sıkıntılar içer­sine giriyorlar. Türkiye bu konu­da çok önemli bir kavşak. İşgücü ucuzluğu, camın ve alüminyu­mun Türkiye'de bulunabilmesi çok önemlidir. Biz bunu değer­lendiriyoruz, diğer arkadaşları­mız da bu yolda ilerliyorlar ve on­lara da başarılar diliyorum.

cambalkon cam balkon balkon camlama katlanır cam balkon katlanır cam katlanır cam kapama balkon kapatma cam balkon fiyatı balkon camlama bayilik balcony glazing