İçeriğe Atla Menüye Atla
logo
Cambalkon & Katlanır cambalkon - Albert Genau

Cam Balkon Markalaşma Süreci 24 Mayıs 2011

Firmanızın markalaşma çalışma­larından bahseder misiniz?

Firmamızın markalaşma çalışma­ları 1992 yılında PVC üretimine geçmemizle başladı. Egepen üre­tici bayisi olarak Işılpen adı altın­da bir dönem üretim yaptık. Bir süre sonra kapı üretimine başla­yarak Işıl Kapı markasını oluştur­duk. Balkon camlama işine başla­dığımızda insanlarda bir marka konseptinin oluşması veya mar­kanın ağırlık kazanması amacıyla Albert Genau markasını oluştur­duk. Biz bu markayı oluşturduğu­muzda bunu bir konsept markası olarak oturttuk. Ürettiğimiz her ürünün bir adı soyadı olsun hem iç pazarda hem ihracatta o ad ve soyadıyla tanınsın istedik. Albert Genau markası da böyle ortaya çıktı. Bu markayı 2002 yılında oluşturduk ve o zamandan beri bu markaya çok yatırım yaptık. Bir markayı oluşturmak ciddi emek ve yatırım isteyen bir şey­dir. İnsanların markanıza güven­mesi, onu kabullenmesi ve bayile-rinizin markayı sahiplenmesi ge­rekiyor. Albert Genau markasını 2002 yılında Türkiye, Almanya ve İsviçre'den tescillettirdik. Kendimize ait markamızı desteklemek için de altı yıldır elimizden geleni yapıyoruz.

cambalkon  cam balkon  balkon camlama  katlanır cam balkon  katlanır cam  katlanır cam kapama  balkon kapatma  cam balkon fiyatı  balkon camlama bayilik  balcony glazing

Türkiye de bizim sektörümüzde markanın ne derece önemli oldu­ğunu düşünüyorsunuz?

 

Çok önemli olduğunu düşünüyo­rum. Bu yalnızca bizim sektörde değil tüm sektörlerde böyledir. Me­sela araba almaya karar verdiğiniz­de bir çırpıda 5-6 tane marka adı söyleyebilirsiniz. Aynı şey pencere yaptıracağınız zaman için de ge­çerlidir. Sektörde 126 tane marka olduğundan bahsediliyor bir anda sayabileceklerimiz yine 5-6 taneyi geçmeyecektir. Markalaşmaya verdiğimiz önemden dolayı, 2002-2004 yıllarını, Albert Genau mar­kasının hiç satışını yapmadan ürün geliştirmeye ayırdık. Bir şekilde bir ürün üretip test için bayilerinize verirsiniz, sonuçları kötü çıkarsa da piyasadan çekersiniz. Ama biz böyle bir şey yapmak istemedik. Biz bir marka yaratmak ve o mar­kanın lider olmasını istedik. Marka­mıza sahip çıktık, yatırım yaptık ve müşterinin gözünde de belli bir ye­re getirdik. Az önce söylediğim gi­bi, artık insanlar bir şey alırken ilk aklına gelen, arkasındaki güce gü­vendiği markaları tercih ediyor.

Markanızı pazarlarken ne gibi stratejiler izliyorsunuz?

 

Pazarlamamızın en önemli ayağı bayilerimizdir. Biz de güçlü bir ba­yi ağı oluşturduk. Balkon camla­mada 45 civarında bayimiz var. Belli bir marka değeri yaratmaz, o markayı kaliteli ürünlerle destek­lemezseniz bayilik ağı oluşturma­nız da çok zordur. Aksi halde ya­pacağınız şey ürünü raflara diz­mek ve oradan satmak olur ki bu pek sağlıklı bir yapılanma değildir. Bu sebeple bir bayi ağı oluşturduk. Tabii güvenilirliği olan bir marka size bayinin gözünde de çok şey katıyor. Size ve markanıza güve­nen bayi, piyasaya yeni bir ürün sürdüğünüzde o ürünü satmaktan hiç çekinmiyor. Aynı şekilde size ve markanıza güvenen müşteriler de yeni ürününüzü güvenle alıyor. Balkon camlamada oluşturduğu­muz güven, diğer ürünlerimiz için de teminat görevi görüyor. Mese­la Levi's çok büyük bir kot panto­lon markasıdır ama ilerde takım elbise çıkarsa insanlar muhteme­len onu da satın alacaktır. Çünkü Levi's büyük bir marka olarak in­sanlara bu güveni vermiş. Bunun gibi durumlarda markanın sinerji­sinden yararlanıyorsunuz. Balkon camlama ve çelik kapıdan sonra da yatırımlarımız devam ediyor. Bu sebeple daha önce bizden bir   ürün almış herkesin yeni ürünler için de güven duymasını sağlama­ya çalışıyoruz.

Tanıtım ve reklam çalışmalarının markalaşmaya ne tür etkileri var?

 

Radyo ve televizyon reklamları, fuar çalışmaları ve derginize ver­diğimiz reklamların markalaşma sürecinde çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu tanıtımlar saye­sinde bayi ağınızı genişlettiğiniz gibi bayiler de tanıtımın bir diğer kolu oluyor. İstanbul'da bir bayiniz olmasıyla on bayiniz olması ara­sında, markalaşma açısından bü­yük farklar vardır. Bu şekilde birbi­rini karşılıklı olarak besleyen bir durum var ve biz de buna büyük önem veriyoruz. Tanıtım için ayır­dığımız bütçenin bize geri dönüşü olduğunu biliyoruz.

Yurt dışında tanıtım çalışmaları gerçekleştiriyor musunuz?

 

Tanıtımın yurtdışı ayağında daha tam olarak istediğimiz yoğunlukta çalışamıyoruz. Ama bunun gerek­liliğinin farkındayız. Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetlerde bu konuyla ilgili araştırma ve çalışmalar yapan bir arkadaşımız var fakat biz bunun yeterli olmadığını düşünü­yoruz. Firmanın ve markanın geliş­mesi için bunlara daha geniş za­man ayırmamız gerekiyor.

Markalaşma sürecinde hem tanı­tım hem ürün anlamında "sürek­lilik" kavramıyla ilgili neler söyle­yebilirsiniz?

 

Markalaşma sürecinde süreklilik kavramının çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Firma olarak merdi­venin basamaklarını teker teker çıkıyoruz. Az önce de bahsettiği­miz durum bununla ilgiliydi. Biz bir ürünü geliştirmek için iki yıl testler yaptık ve bu sırada ürünün satışını yapmadık. Sadece bu uygulama­mız bile bazı şeylerle ilgili fikir ver­mesi gerek. Biz, herhangi bir ürün üretip, bu ürünü piyasaya sürüp günü kurtaracak icraatlar yapma­dık. Firma olarak 25, Albert Gena-u olarak 6 yıllık bir geçmişimiz var. Kalitenin sürekliliğini sağlamak zorundayız. Balkon camlama ve çelik kapıda oturttuğumuz bu sis­temle başka ürün gruplarına da yönelip çalışmalarımıza aynı bakış açısıyla devam edeceğiz.